20.08.2012





Kuzeye giden yol..

Vol.1 Ayvalık

Tatile çıkacağımız belli olduğunda günlerce yer düşündük. Nereye gider, nerede kalır,nasıl mutlu olur, oğlumuzu yormadan fazla sıcağa maruz bırakmadan, yemeklerini aksatmadan nasıl bir yerde oluruz/olmalıyız diye...

Güney taraflarında neredeyse her yeri gezmiştik Salih le beraber, evlenmeden önce, evlendikten sonra da bebeğimizden önce :)
Bebeğimiz bize katıldığından bu yana 3ümüz başbaşa evden hiç uzaklaşmamıştık. O yüzden tatil/uyku/yemek üçlemesi Bora açısından bizi korkudan korkuya sevkediyordu. Bu çocuk ne yer, ne içer, nasıl uyuturuz, ya yatağını yadırgar,evinin ortamını ararsa diye gergin gergin düşünüyorduk :)

Sonra bir sabah farkettik ki Bora bizimle mutlu, bizimle nerede olursa olsun mutlu olacak, yemek sorununu " amaaaan illa çözeriz" diye bir heves, bir gaza geldik. Bu defa da yön sorunu başladı, nereye gidecektik? Evet tatile çıkacaktık,bir cesaret almıştı bizi ama NEREYE? Biraz bakınıp güney sahillerinin zaten buharlaşmak üzere olan İzmir'e kıyasla daha da sıcak olduğuna/olacağına karar verip kuzey Ege sahillerine uzanalım dedik. Fakat kuzeyde yer bilgimiz yoktu.
Eeeeee? napacak bu aile? :))))

2 valiz, 1-2 çanta, Bora ya ev çorbası hazırlanıp buz çantasına yerleştirilir ve düşeriz yollara dedik. Ve düştük :)

Rezervasyon? YOK
Nereye gidiyoruz? BİLMİYORUZ;YOL GÖTÜRÜR
Nerede kalacağız? ORADA BULURUZ

Aldık navigasyonumuzu ele, düştük yollara :) Foça dan oğlanın öğle uykusunu arabada uyuyacağı şekilde ayarlayıp yola çıktık,

1,5 saat uyuyup uyandığında biz Ayvalık a gelmiştik, "aaaa bu çocuk yemek yemeli" dedik, mola verdik. Arabada sıkılmıştır dedik. Kalacak bir pansiyon aradık. Merkezde denizin kıyısında Hotel Kaptan'ı Kaptan Otel gözümüze kestirdik. Odaları temizce, yatağı güzeldi. Sağladığı konfora fiyat fazlacaydı, üstelik aklımıza pazarlık etmek gelmemişti.

park yatakları bile vardı, şilteleri yoktu ama olsun. Biz şiltemizi yanımızda taşıyorduk
(büyük arabanın avantajları,karavan gibi kullanabiliyorsunuz )

Akşamüstü küçücük, fazla albenisi olmayan, yerel halkını çok benimsemediğimiz Ayvalık merkezin minnak meydanında yaklaşık 140 tur attıktan :D sonra Kebap Dünyası isimli restorana oturduk. Bora ilk ezogelin çorbasını orada içti ve çok sevdi :)

Garsonlar çok ilgili ve saygılıydılar, Bora nın kürdanları, çatalları yere döküp saçmasına değil burun
kıvırmak, aksine gülerek/gülümseyerek yaklaştılar. Biz de böylece orada çok rahat ettik. İçli köftesini ve pidesini çoook beğendik, tavsiye ediyoruz. Uğrayın :)

Geceyi Ayvalık ta geçirdik. Ertesi gün "Cunda ya bakalım,orayı da görelim" dedik. Keşke daha önce bunu söyleseymişiz, Ayvalık ta olmayan tüm albeni, temizlik, kalite Cunda da mevcuttu, koca sözü dinlememenin cezası :)

Yine Bora bey in düzeni bozulmasın öğle uykusu saatini ayarlayıp "eveet buraları gördük, şimdi sırada neresi var?" diyerek koyduk haritayı önümüze :) uyuyup uyanacağı ve öğle yemeğini yiyeceği saatte varışımız Burhaniye/Ören i gösteriyordu :) Yola koyulduk.Yolda Gömeç e uğrayıp karadut şerbetimiz arabamıza attıktan sonra "teker döner" dedik, yola çıktık... Ayvalık tan birkaç seçmece fotoğrafla sizi başbaşa bırakıyorum.

to be continued.... :)))


Hiç yorum yok: